-
Cinsiyetin Tarihi: Tek Cinsiyet ve İki Cinsiyet Kuramları
KAJSA EKIS EKMAN Hem tek cinsiyetli hem de iki cinsiyetli modeller patriyarkaldır. Laqueur’ün de belirttiği gibi her iki model, “genel olarak sorunsuz, istikrarlı bir erkek bedeninin ya bir versiyonu ya da ondan tamamen farklı olan sorunlu, asi bir kadın bedeni” öne sürmüşlerdir. Modellerden biri kadını hiçbir şekilde insan olarak görmezken, diğeri açıkça kadın düşmanıdır. İlk…
-
Kızkardeşlik neden hem çok güçlü hem de çok zor: Kadınlararası arkadaşlık üzerine notlar
BEC WONDERS Hareketimizin temelinde kadınların kadınlara adanmışlığı yatar… Kadınlararası arkadaşlık çoğu zaman kadınların feminizmle tanışma yoludur ve bunun da ötesinde birbirimizle olan ilişkilerimiz, analiz ve stratejilerimizin temelini oluşturur. İsyankar kadın ve kızlardan oluşan bir kitlesel hareket, güvensizlik ve rekabetin körüklenmesiyle kadınların bilinçli olarak birbirine düşürüldüğü bir dünyada, kadınlararası arkadaşlığın politik mahiyetinin bilincine varılmasına ihtiyaç duyar.
-
Ayan Beyan
GÜLEREN E. Özellikle sosyal medyada yürütülen aktivizmle, kadınları cinsiyetleri hakkında bildiğini, bildiği şekilde söyleyemeyecek şekilde bastıran, ağır şekilde suçlayıcı bir yaklaşımın ağırlık kazandığını gördük. Kendini kadın olarak beyan eden herhangi birinin beyanını sorgulamak şiddetti; bedenlerin cinsiyetli olduğunu söylemek özcülüktü, biyolojiden bahsetmek sömürgecilerin ortaya attığı cinsiyet kategorilerini savunmaktı, translığı ve cinsiyeti salt beyana dayandırmamak TERF’lüktü, TERF’lükse…
-
Lilith’in TCK ile imtihanı
YAĞMUR BİRDAL Birçok kültürde dişil bir şeytanın/cinin yeni doğum yapmış kadın ve çocuğuna musallat olduğuna dair süregelen bir anlatı var. Örneğin Sümer kültüründe bu şeytan/cin Lilith olarak geçiyor, Türk kültüründe albastı/albasması/alkarısı/alkarası gibi isimler almış. Modern bilimin gelişmediği zamanlarda toplumların anlam veremediklerini din ve batıl inançlarla anlamlandırmaya çalışması anlaşılır olsa da kadın deneyimine ilişkin hususların diğer…
-
“Diğer kızlar gibi değilim”in Yeni Hali: İkilikdışılık*
M.K. FAIN Son zamanlarda [toplumsal] cinsiyet kimliğine dair tartışmalarda pek çok kişinin cinsiyetini ‘Non-Binary’ olarak ifade ettiğini görüyoruz. Bu ifade, kadın ve erkek cinsiyetlerinden oluşan ikili yapının dışında kaldığını iddia edenler tarafından benimseniyor ve genelde Türkçe’ye çevrilmeden kullanılıyor. Bizse ‘ikilikdışılık’ olarak kullanmayı uygun bulduk. Çevirdiğimiz metin, 2019’da yazarının yazılım mühendisi olarak çalıştığı işyerinden atılmasına ve…
-
“Sömürgecilikten arınmış bir feminist perspektif, her şeyden önce, kadınların bedenleriyle ilişkilendirilen cinsiyetçi pratiklerin küresel olarak nasıl birbirine bağlandığını araştırmalıdır. Örneğin kadın sünneti, zayıflığı güzellik ideali olarak dayatan bir kültürün doğrudan sonucu olan ve yaşamı tehdit eden yeme bozuklukları ya da yine yaşamı tehdit eden herhangi bir estetik ameliyatla ilişkilendirilmelidir. Böylece, bu pratiklerin altındaki cinsiyetçiliğin ve…
-
Toplumsal Cinsiyet bir Spektrum değil
REBECCA REILLY-COOPER Cinsiyetin spektrum olduğuna dair fikirler Türkiye’deki cinsiyet tartışmalarında sıkça yer buluyor. Bu hem biyolojik kategoriler hem de toplumsal cinsiyet kimlikleri açısından ele alınabilen bir çerçeve. Rebecca Reilly-Cooper’ın 2016’da kaleme aldığı bu yazıda spektrum fikri toplumsal cinsiyet kimlikleri temelinde eleştirilmekte. Bu, cinsiyete dair baskılara karşı direnişte gerçekten işe yarar bir strateji mi yoksa bizi…
-
6B4T – Güney Kore ve Çin’den feminist bir parola
Çin’in popüler sosyal medya platformu Douban’da 6B4T’yi savunan feminist grupların hesaplarının engellenmesinin ardından bu kısaltma, en çok merak edilen başlıklar arasına girdi. Ne anlama geliyor? İlk olarak Güney Kore’de başlayan 6B4T, kadınların ataerkil toplumdan, erkek egemen alanlardan uzaklaşması ve kadınların güçlenmesi için başlatılan bir hareket olarak tanımlanabilir. Buradaki 6B, ‘sekse, evliliğe, hamileliğe, romantik ilişkilere, kadın…
-
Lezbiyen Onur Yürüyüşü Konuşması
ANDREA DWORKIN Bu konuşma, 28 Haziran 1975’te Central Park, New York’ta Lezbiyen Onur Haftası için düzenlenen bir mitingde sunulmuştur. Lezbiyen olmanın benim için üç anlamı var: İlki; zihnimle, kalbimle ve ruhumla kadınları sevmem, onlara değer vermem ve saygı duymam. Kadınlara duyduğum bu sevgi, hayatımın kök saldığı toprak. Ortak yaşamımızın toprağı. Hayatım bu topraktan yeşeriyor. Başka…
-
Örtünme Üzerine Bazı Düşünceler
MAX DASHU Çoğu insan örtünmeyi yalnızca İslam üzerinden düşünür ancak o çok daha eskilere dayanır. Örtünme; Hititler, Yunanlar, Romalılar ve Farslar gibi antik Hint-Avrupa kültürlerinde ortaya çıktı. Aynı zamanda Asurlular’da da olan bir uygulamaydı. Örtünmenin cinsiyet kadar sınıf olgusuyla da ilgisi vardı. Dolayısıyla Asur yasaları, halktan birinin örtü takmasını cezalandırırken üst tabakadaki kadınlar için örtünme…
-
“Seks İşçiliği” ve Fuhuş Gerçekliğinin Reddi
Feministlerin temel amacının, erkek egemen düzenin kadınlar üzerinde oluşturduğu baskıyı ortadan kaldırmak ve kadınların, onları bu sömürü sisteminin içerisinde tutan toplumsal zincirlerden özgürleşmesi için yollar bulmak olması, fuhuş kavramının her bağlamda seks işçiliği olarak anılması taraftarı olanlar için kaygılanacak bir mesele gibi görünmüyor. Seks işçiliğini, içinde yer aldığı endüstriyi temelden eleştirmeden savunan bu anlayış, fuhşun…
-
Toplumsal Cinsiyetin Kısa Bir Tarihçesi
DEBBIE CAMERON | “Toplumsal cinsiyet” farklı kişiler için farklı anlamlar taşıyor diye hayıflanmayacağım. Dildeki diğer her şey gibi kelime anlamları da çeşitleniyor ve başkalaşıyor: hep böyle oldu, hep böyle olacak. Benim ilgilendiğim mesele, bulunduğumuz yere nasıl vardığımız. “Toplumsal cinsiyet”in çekişen bu iki anlamı nereden çıktı? Ne zaman, kim ve hangi bağlamlarda bunları kullanmaya başladı?
-
Radfem paniği: Ahlaki tiksintinin paravanı olarak kapsayıcılık
MARINA S. | Benim için, güvenli alanlarda dışarıda bırakma ve kapsama ile ilgili önemli nokta, kimin dahil edildiği veya kimin dışarıda bırakıldığı değil; feministler olarak kendimizi rıza ilkesinden yükümlü tutmamız. Bu, şu anlama geliyor, bir grup kadın bizi herhangi bir gerekçeyle dışarıda bırakmak istese bile, bize bu gerekçeler ne kadar gayri meşru gelse de, feministler…
-
ergenlik bir hastalık mı?
sorumun cevabı elbette hayır. öyleyse kimi durumlarda neden bir hastalıkmışçasına tedavi edilerek engellenmeye çalışılıyor? neden bedensel gelişimin bu önemli evresinden ‘ergenlik baskılayıcı / hormon bloklayıcı’ diye anılan maddelerle durdurulması gereken bir şey olarak bahsedilmeye başlandı? insan bedeninin, özellikle de de dişi bedenin ömür boyu geçirdiği pek çok değişim, medikal ve kozmetik sektörün bizi sıklıkla inandırmak…
-
Bu Bir Kadın Yürüyüşü Değildir
Bu seneki feminist gece yürüyüşünde, daha önce hiç görmediğimiz kadar çok erkek vardı. Eskiden yolun kenarından fotoğraf çeken erkek gazeteciler de dahil olmak üzere, Meral Akşener maskesi takmış adamlardan “Kadına kalkan eller kırılsın” diye slogan atanlara pek çok erkek alandaydı.
-
Bırakınız metin yesinler: Postmodernizmin gerçek siyaseti
KARLA MANTILLA | Klasik bir ataerkil tersine çevirmeyle de postmodernistler, radikal feministleri özcü olmakla, yani toplumsal cinsiyetin ve diğer niteliklerin biyolojik olduğuna inanmakla suçluyor. Bu, radikal feministlerin başından beri söylediklerinin (toplumsal cinsiyet tamamen toplumsal olarak inşa edilmişse, bambaşka ve daha eşitlikçi bir şekilde de inşa edilebilir) tam tersidir. Radikal feministler, bunun üstlenilmesi ne kadar zor…
-
Dilimize Dikkat Etmek
DEBORAH CAMERON Önceden “izm”lerimiz vardı şimdi “fobi”lerimiz var: Feminist dilbilimci Debbie Cameron 2014 yılında Trouble&Strife’ta kaleme aldığı yazısında adlandırmaların neleri içerdiğini değerlendiriyor… Betty Friedan’ın “adı olmayan problem”ini hatırlıyor musunuz? Ya da Gloria Steinem’ın, yaşanmadığı için değil de, sadece ‘hayat böyle işte’ dendiği için 1960’larda kimsenin cinsel istismar hakkında konuşmadığına dair gözlemini? Feministler için kadınların maruz…
-
Toplumsal Cinsiyet Öğretisinden Çıkmak*
JEMIMA REPO “Toplumsal cinsiyet” hakkında bildiklerimizi unutmaya çalışsaydık ne olurdu? Unutmak derken, toplumsal cinsiyetin ne olduğu, ne anlama geldiği ve nasıl işlediğiyle ilgili düşündüğümüz, hatta onu “orada bir yerde” var olan bir “şey” olarak değerlendiğimiz öğretiden çıkmayı kastediyorum.