İstenmeyen Gebeliklerin % 100’üne Erkekler Sebep Oluyor

Kürtajla ilgili tartışmalarda sorumluluk kadınlara yüklenirken, Gabrielle Blair temel sebebin neden erkekler olduğunu açıklıyor:

Altı çocuk annesi bir anne ve bir Mormon olarak, hem dinsel açıdan hem de bunun dışındaki kürtaj tartışmalarını gayet iyi anlayabiliyorum. Erkeklerin, kadınların üreme haklarıyla ilgili tartıştıklarını gördüğümde çoğunlukla kürtajı sonlandırmakla aslında hiç ilgilenmedikleri fikrine kapılıyorum.

Eğer kürtajı engellemek istiyorsanız, istenmeyen gebelikleri engellemeniz gerekir. Erkekler istenmeyen gebeliklerin % 100’üne kendilerinin sebep olduğunu itiraf edemiyor (veya etmek istemiyor).

Bunun oldukça cüretkâr bir ifade olduğunun farkındayım. Muhtemelen “Olur mu canım öyle şey? Tango için iki kişi gerek!” diye düşünüyorsunuzdur. Kasıtlı hamilelikler için buna tamamen katılsam da, istenmeyen gebeliklerin tamamının erkeklerin sorumsuzca boşalmaları sonucunda gerçekleştiğini iddia ediyorum. Hepsi. Bana inanmıyor musunuz?

O zaman şununla başlayalım: Bir kadının yumurtaları her ayın yaklaşık iki gününde doğurgandır. Evet, tabii ki istisnalar var, doğal olarak. Ama genellikle bir yumurta ayın iki gününde doğurgan oluyor. Ve bu doğurgan yumurtalar belirli bir zaman dilimindeki yıllar için üretilmiştir. Bu da, ortalama olarak, bir kadının senede 24 gün doğurgan olduğu anlamına geliyor.

Ama erkekler, fiziksel olarak senenin 365 günü üretkenler. Hatta bir erkek günde birkaç kez boşalıyorsa bir günde birden fazla gebeliğe sebep olabilir. Teoride, bir erkek bir sene içinde 1000’den fazla istenmeyen gebeliğe neden olabilir. Her ne kadar erkekler yaşlandıkça spermlerin kalitesi düşse de, spermlerin bir son kullanma tarihleri yok; yani erkekler ergenlikten öldükleri güne kadar istenmeyen gebeliğe sebep olabilirler. Yani, sadece doğurganlık istatistiklerine ve takvimlerine baktığınızda bile sorunun erkekler olduğunu görebilirsiniz.

“Peki ama doğum kontrol?” diye düşünebilirsiniz. “Eğer bir kadın kürtaj olmayı düşünebiliyorsa, istenmeyen gebelikler için de doğum kontrol yöntemlerini kullanmayı da akıl edebilir, değil mi?”

Harika bir soru. Kadınlar için modern doğum kontrol yöntemleri muhtemelen geçtiğimiz yüzyılın en önemli buluşları ve buna minnettarım. Ama bu yöntemler aynı zamanda acımasız da. Çoğu kadını etkileyen yan etkilerin arasında migren, ruh hali değişimleri, libido azalması, depresyon, ciddi kramplar, yoğun kanama ve anevrizma var ve bunlar, olası yan etkilerin sadece küçük bir kısmı.

Can sıkıcı olsa da, erkekler için doğum kontrol hapı üzerine ümit vaat eden bir çalışma iptal edildi çünkü … (inanamazsınız) … yan etkileri var! Daha da açık olalım: Bu yan etkiler, kadınların yaygın olarak kullandığı doğum kontrol haplarının yan etkilerinin 3’te 1’inden daha azdı. Bu hikayeden bile çıkarılacak çok şey var. Sadece şuna işaret ediyorum: Toplum olarak erkeklerin işlerini kolaylaştırdığı sürece gerçekten de kadınların fiziksel ya da mental olarak acı çekmesi umrumuzda değil. 

Ama erkekler, sizin için iyi haberlerim var. Bu korkunç yan etkilere rağmen, kadınlar (hayret verici bir biçimde!) doğum kontrol yöntemlerini kullanmaya gönüllü oluyor. Ne yazık ki bu yöntemlere ulaşmak da olması gerekenden daha zor ama kadınlar yine de deniyorlar. Doğum kontrol seçenekleri için doktora gitmeniz gerekiyor -bazen birden fazla doktora- ve doktorunuzun size bu hapları yazması gerekiyor. Çoğunlukla bedava değiller ve genellikle hiç de ucuz değiller.* Bazıları, sigorta şirketlerinin bunu kapsam dışı bırakması için uğraşarak gerçekten bu hapları daha da pahalı hale getirmeye çalışıyor. Dahası, kadınlar için doğum kontrol yöntemleri son dakikada elde edilemiyor. Ve çoğu durumda hemen işe yaramaya da başlamıyorlar.

Haplar her gün düzenli olarak alınmak zorunda ve bu da hataya yer bırakmıyor; unutkanlık veya günlük rutinin beklenmedik şekilde bozulması mümkün değil. Yine, yan etkiler oldukça ağır olabiliyor ve bu yan etkiler nadir değil. Tüm bu can sıkıcı şeylere ve yan etkilere rağmen doğum kontrol haplarından yine de memnunum. (Lütfen onları ortadan kaldırmayın.) Ama kadınlar için doğum kontrolünün basit ya da kolay olmadığını anlamak için bunlar önemli.

Buna karşın, gelin bir de erkek doğum kontrolüne bakalım; mesela kondom. Günün her saatinde ulaşılabilir, pahalı değil, pratik ve kullanmak için doktora gidip reçete almanıza gerek yok. İstenildiği anda efektif ve hemen işe yarıyor. Anevrizmaya, ruh hali değişimlerine ya da halsiz bırakan kramplara sebep olmuyor. Erkekler lazım olduğunda kullanmak için kondomları hazırda yanlarında bulundurabiliyor. Son anda kullanılabiliyorlar. Yani baksanıza, kondomlar adeta sihir gibi bir şey! Kadınlar için doğum kontrol yöntemlerinden çok daha kolay.

Bonus olarak, çoğu kadın kondom kullanmaya da gönüllü. Bizi cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruyorlar. Seks sırasında aldığımız zevki azaltmıyorlar ya da bizi orgazma ulaşmaktan alıkoymuyorlar. En iyi kısmı ne biliyor musunuz? Temizliği çok daha kolay; spermler bacaklarımızın arasından damlarken badi badi tuvalete koşturmamıza gerek kalmıyor. O zaman neden hâlâ istenmeyen gebelikler oluyor ki? Neden erkekler her seks yaptıklarında kondom kullanmıyor? Çok basit görünüyor, değil mi?

Ah, şimdi hatırladım. Erkekler kondom sevmiyor. Hatta erkeklerin kadınları kondomsuz sekse zorlaması çok çok yaygın görülen bir olay. Erkeklerin seks sırasında kadının rızası ya da bilgisi olmadan kondomu çıkarması da görülmemiş şey değil. (Benden söylemesi: Bu bir suç.)

Peki erkekler neden kondomsuz seks yapmak istiyorlar? Çünkü, partnerlerinin içinde oldukları o kıymetli dakikalarda, kondom takmamak onlara daha çok zevk veriyor. Yani… Bu demek oluyor ki bazı erkekler birkaç dakikalığına biraz daha fazla zevk alabilmek için bir kadını hamile bırakma riskini göze alıyorlar; bu risk aynı zamanda gerçekten onu hayatını, sağlığını, sosyal statüsünü, ilişkilerini ve kariyerini riske atmak demek. Bu gerçek olabilir mi?

Evet. Evet, bu gerçek.

Bir haz skalası düşünün; acı sıfırdan başlasın ve eksilere doğru ilerlesin. Şöyle güzel bir sırt kaşıma hissi 5’e denk düşsün ve kondomsuz orgazm da 10’a. Kondomlu seks nereye düşer? 7 mi, 8 mi? Yani kondomsuz seks zevk vermiyor da değil, sadece o kadar çok zevk vermiyor. 10 yerine 8.

Tekrar edeyim: Erkekler sürekli olarak kendileri birkaç dakikalık birazcık arttırılmış haz hissedebilmek için kadınları devasa risklere sürüklemeyi tercih ediyor.

Kondoma karşı isteksiz olan erkekler için, bir başka hazırda bekleyen doğum kontrol yöntemi daha var: Geri çekilmek. Bu sizi cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korumaz, biraz şaka gibi bir yöntem ve tabii ki uzaktan yakından mükemmel bir yöntem de değil. Ama doğru yapıldığında % 96 oranında koruma sağlıyor ve genellikle de % 78 oranında efektif (çünkü çoğunlukla doğru yapılamıyor).

Yine de kondom kullanmayı reddeden erkekler asla doğru şekilde geri çekilmeyi bile öğrenmiyor. Görünen o ki bir vajinanın içindeyken orgazma ulaşmak mesela partnerinizin karnının üzerine boşalmaktan biraz daha zevkli. Bir kez daha, erkekler orgazm sırasındaki birkaç saniyelik o küçük zevk için bir kadının hayatını, sağlığını ve refahını riske atıyor.

Burada erkeklerin yaptığı seçimi bir düşünün. Açıkçası buna olmam gerektiği kadar öfkeli değilim çünkü erkekleri doğdukları andan itibaren seks ve hamileliği ayırarak yetiştiriyoruz. Onlara en önemli şeyin kendi zevkleri olduğunu öğretiyoruz.

Genel bir kural olarak, erkekler kadınları orgazm olduklarında hamile bırakabiliyorlar. Evet, istisnalar var -boşalma öncesi sperm oluşumu mümkün olabiliyor- ama çoğu durumda, bir kadını hamile bırakmak erkek için haz veren bir şey. Ama bir erkek bir kadını hamile bırakırken kadın hiç zevk almayabilir. Hatta bir erkek bir kadına acı verirken, ona travma ve dehşet yaşatırken de onu hamile bırakabilir.

Buna karşın, bir kadın partneriyle ya da partneri olmadan kesintisiz orgazmlar yaşayabilir ve hiçbirinde kendini hamile bırakamaz. Kadının orgazmının gerçekten de ne hamilelikle ne de doğurganlıkla hiçbir ilgisi yoktur; onun klitorisi sadece haz vermek için vardır, yeni insanlar yaratmak için değil. Kaç kere orgazm olursa olsun, orgazmları onun hamile kalmasına neden olmaz.

Hamilelikler erkekler orgazm olduğunda gerçekleşiyor. İstenmeyen gebelikler de erkekler sorumsuzca orgazm olduğunda.

Bir kadın dünyanın en sürtük kaşarı olabilir, gece gündüz orgazm olmaya bayılıyor olabilir ama yine de bir erkek ortaya çıkıp sorumsuzca boşalmadığı sürece istenmeyen şekilde hamile kalamaz. Her ne kadar toplum kadın hazzını kötücülleştirmeye eğimli olsa da, kadınların seksten aldıkları zevk istenmeyen gebelik ve kürtaj demek değil. Oysa erkeklerin seksten aldıkları zevk ve sorumsuzca boşalmaları öyle.

Sorumluluk konusuna gelelim. Çoğunlukla, erkekler bir hamileliğe sebep olup olmadıklarını bilmezler, sormazlar ve sormayı da düşünmezler. İstenmeyen gebeliklerin erkekler için sıklıkla hiçbir sonucu olmaz.

Eğer bir kadın kürtaj yaptırmaya karar verirse, erkeğin kendi sorumsuz boşalmasının istenmeyen bir gebeliğe sebep olduğundan haberi bile olmayabilir. Eğer kadın bebeği doğurmaya ve büyütmeye veya evlatlık vermeye karar verirse, erkeğin kendi sorumsuz boşalmasının istenmeyen bir gebeliğe sebep olduğundan yine haberi bile olmayabilir. Bir erkek bir yerlerde % 50’si kendi DNA’sından oluşan bir çocuğun dolaştığını hiçbir zaman öğrenmeyebilir.

Eğer kadın ona istenmeyen bir gebeliğe sebep olduğunu ve sonuç olarak bebeği doğurup büyütmeye karar verdiğini söylerse bunun erkek için yaratacağı sonuç çocuğun bakımı için nafaka vermek olacaktır. Biliyorsunuz ki mevcut çocuk nafakası sistemimiz şaka gibi. Erkekler ödemesi gereken çocuk nafakalarının yalnızca yüzde 61’ini gerçekten ödüyor ve nafakayı ödememenin hiçbir yaptırımı yok. Bazı eyaletlerde çocuk nafakasını ödeyememek kredi notunuzu bile etkilemiyor.**

Eğer bir erkek, çocuk için nafaka ödüyorsa bile, bu bir kadının istenmeyen gebelik sonucundaki ihtiyaçlarının yanına bile yanaşmıyor.

Kürtaja gelelim. Kürtaj konusu açıldığında, erkekler şöyle düşünüyor: Kürtaj korkunç bir şey; kadınlar kürtaj yaptırmamalı. Hiçbir zaman erkeklerin istenmeyen gebeliklere sebep olduğunu akıllarına getirmiyorlar.

Eğer kürtaj yasasını tartışıyorsak ve bunu yaparken sorumsuzca boşalmaları dolayısıyla erkekleri nasıl sorumlu tutacağımızı tartışmıyorsak zamanımızı boşa harcıyoruz demektir. Bu tartışmanın söylemlerini değiştirin. Klinikleri protesto etmekten vazgeçin. Kadınları utandırmaktan vazgeçin. Kürtaj yasalarını değiştirip değiştirmeyeceğinizi konuşmaktan vazgeçin. Eğer gerçekten de kürtaj sayılarını azaltmakla ilgileniyorsanız, erkekleri sorumlu tutun.

Nasıl görünüyor? İstenmeyen gebeliklere neden olan erkekler için gerçek ve ivedi yaptırımlar. Nasıl bir yaptırım mantıklı olur? Zorlu, acı verici, mide bulandırıcı, korkutucu, pahalı, riskli ve hayat değiştiren mesela…

…tıpkı kadınları dokuz aylık istenmeyen bir gebeliği yaşamaya zorlamak gibi?

Eğer kürtajın cinayet olduğuna inanıyorsanız şunu düşünün: Her yıl 600.000 cinayeti önleyebilmek için bazı erkekleri kısırlaştırmaya razı olur muydunuz? Bu argüman size çok kışkırtıcı geliyorsa, bu acaba çoğumuzun erkeklere fiziksel cezalar verme fikrini oldukça zor bulduğumuzdan olabilir mi? Kadınlar için fiziksel cezalar konusunda çok daha rahatız gibi görünüyor. Belki de kadınların bedenleri, ahlakları ve cinsellikleri üzerine polislik yapmayı kürtajı azaltmak ya da yok etmekten çok daha fazla önemsiyoruzdur.

İşte size bir başka korunma fikri: Ülkedeki bütün erkekler cinsel olarak aktif olmaya hazır olduğunda vazektomi yaptırabilirler. Vazektomi ameliyatları güvenli, yüksek oranda geri dönüşü olan ve ancak kadınların spiral taktırması kadar zorlu ameliyatlar. Çoğu durumda ameliyattan sonra 24 saat içinde bir ağrı oluyor ancak yan etkileri bundan ibaret. (Kadınların doğum kontrol yöntemlerini hatırlayın; sadece bu ülkede milyonlarca ve tüm dünyada milyarlarca kadın tarafından kullanılan ve çoğunlukla, ağrının da dahil olduğu ağır ve ciddi yan etkileri olan yöntemler.) Bir erkek yetişkin olduğunda, bir eş bulup bebek sahibi olmak istediğinde vazektomi geri döndürülebilir ve çocuk sahibi olma süreci sona erdiğinde de yeniden yapılabilir. Ayrıca her erkek, önlem olarak vazektomi öncesi spermlerini dondurabilir de.

Bu fikirlerim hoşunuza gitmedi mi? Önemli değil. Eminim çok daha iyi fikirler vardır; hatta bence siz de bu konuda kendi fikirlerinizi üretin. Söylemeye çalıştığım şey şu: Eğer kürtajdan kurtulmak istiyorsak kadınlara odaklanmaktan vazgeçmek zorundayız. Kürtajı istenmeyen gebelikler için bir “tedavi” gibi düşünün. Kürtajı sonlandırmak için “hastalığı” önlemek zorundayız; yani istenmeyen gebeliği. Ve bunu yapmanın tek yolu da erkeklere odaklanmak çünkü erkeklerin sorumsuzca boşalmaları istenmeyen gebeliklerin % 100’üne sebep oluyor.

Eğer bir erkekseniz, bir daha asla sorumsuzca boşalmamanız için ne gerekiyor? Para kaybı, haklarınızın ya da özgürlüklerinizin elinizden alınması mı? Fiziksel acı mı? Şunu kendinize sorun: Cinsel partnerinizin hayatına kendi geçici haz ve çıkarınızdan daha fazla değer vermeniz için ne gerekiyor?

Devletleri çoğunlukla erkekler yönetiyor ve kanunları da erkekler yazıyor. Teoride, erkekler kürtaj yasalarına dokunmadan ya da kadınlardan söz bile etmeden birkaç ay içinde kürtajları sona erdirebilir ya da büyük oranda azaltabilir. Sadece sorumsuz boşalmaları için erkekleri sorumlu tutmaları ve buna göre yasalar çıkarmaları yeterli.

Yani: KADINLARIN BEDENLERİNİ VE CİNSELLİKLERİNİ KONTROL ETMEYE ÇALIŞMAYI BIRAKIN. İSTENMEYEN GEBELİKLERE ERKEKLER SEBEP OLUYOR.

Çeviri: ves.

* ÇN: Türkiye’de de doğum kontrol hapları sigorta kapsamında değil.

** ÇN: Türkiye’de nafaka yükümlülüğünü yerine getirmemenin yaptırımı var: “Nafaka veren ödeme yükümlülüğünü yerine getirmez ve nafaka alanı mağdur edecek olursa; nafaka alanın yapacak olduğu şikâyet neticesinde 3 aya kadar tazyik hapsi ile karşılaşır. Nafaka ödememe cezasında şikâyet zaman aşımı süresi 3 aydır. Ödenmeyen nafaka borçları hakkında 3 ay içerisinde bir şikâyette bulunulmaz ise şikâyet hakkı düşecektir. Bu da aslında son 3 aya ait gecikmiş nafakanın ödenmesi ile hapis cezasından kurtulma imkanını doğurmaktadır.https://www.tabakhukuk.com/nafaka-yukumlulugunun-ihlali/

Öte yandan, Kadın Dayanışma Vakfı’nın nafaka düzenlemesi ile ilgili hazırladığı rapora göre “kadınların yüzde 50’sine mahkeme kararıyla almaya hak kazandıkları nafaka ödenmiyor.https://www.birgun.net/haber/ortalama-nafaka-sadece-370-tl-nafakalar-odenmiyor-274674

 

One Comment Kendi yorumunu ekle

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s