Ayan Beyan

GÜLEREN E.

Özellikle sosyal medyada yürütülen aktivizmle, kadınları cinsiyetleri hakkında bildiğini, bildiği şekilde söyleyemeyecek şekilde bastıran, ağır şekilde suçlayıcı bir yaklaşımın ağırlık kazandığını gördük. Kendini kadın olarak beyan eden herhangi birinin beyanını sorgulamak şiddetti; bedenlerin cinsiyetli olduğunu söylemek özcülüktü, biyolojiden bahsetmek sömürgecilerin ortaya attığı cinsiyet kategorilerini savunmaktı, translığı ve cinsiyeti salt beyana dayandırmamak TERF’lüktü, TERF’lükse neredeyse ağza alınamayacak en büyük günahtı…

ergenlik bir hastalık mı?

sorumun cevabı elbette hayır. öyleyse kimi durumlarda neden bir hastalıkmışçasına tedavi edilerek engellenmeye çalışılıyor? neden bedensel gelişimin bu önemli evresinden ‘ergenlik baskılayıcı / hormon bloklayıcı’ diye anılan maddelerle durdurulması gereken bir şey olarak bahsedilmeye başlandı? insan bedeninin, özellikle de de dişi bedenin ömür boyu geçirdiği pek çok değişim, medikal ve kozmetik sektörün bizi sıklıkla inandırmak…

‘biyolojik’ cinsiyetin dayanılmaz yokluğu

periyodik olarak karşımıza çıkan bir meseleyle uğraşasım var. ‘biyolojik’ cinsiyet diye bir şeyin var olmadığı iddiası. aşağıdaki twitte artık bu ‘ya varsa’ raddesine erişmiş. son yıllarda üreme işlevlerine dayalı bedensel bir cinsiyet tanımının yanlış olduğundan sık sık bahsediliyor. bu da insan bedenindeki gelişimsel çeşitliliğe dayandırılıyor ancak bu açıklama yetersiz. çünkü çeşitlilik ve kusurlarıyla var olan…

Erkekliğin sınırlarını genişletmek

Kadın olmak ne demek? Bunu dişi bedene sahip olan insanlar; yani kadınlar pek de düşünmüyor aslında, hayatları öylece akıp gidiyor ve kadın olmanın getirdiği kavga gürültü, mücadele neyse onunla savaşarak kavrıyorlar kadınlığı. Ailede ve sosyal çevremizde insanlar doğduğumuzdan itibaren dişi olmamıza dayanarak tavır belirliyorlar, bu da ‘kadınlık’ denen şeyin çerçevesini çiziyor. Öte yandan dişiliğe dair…

Soykırıma kadınların tarihinden bakmak

Nineler, anıları, dövmeleri… Fethiye Çetin 2004’te Anneannem kitabını yayımladı. Bu kitap aslında sadece onun anneannesinin değil, Anadolu’da pek çok ninenin öyküsünün aynasıydı. Anneannesi ‘Seher’in anılarıyla ve ancak onun ölümünün ardından buluşabildiği akrabalarıyla ilgili yazdıklarını AGOS Gazetesi’ne 2000 yılında verdiği ölüm ilanı özetliyordu: “Onun adı Heranuş’du. Herabet Gadaryan’ın torunu. Üskühi ve Ovannes Gadaryan’ın biricik kızları idi….